top of page

Taşların Nitelikleri Düşündüğümüzden Daha Derin Olabilir Mi?



Mimarlık kabaca:” Yapı yapma sanatı” olarak tanımlanır. Böyle düşününce ve işin içine girince yapıyı oluşturan unsurlar cansız elemanlar gibi görünür. Bunlardan kastettiğim taş, tuğla, ahşap, doğrama, pencere-kapı gibi açıklıklar vb. tüm malzemeler, oluşumlar, elemanlar… Ben olayın biraz daha içine, derinine girerek bakıyorum. Biz insanlar bir aradayken iletişime girecek bir dil buluyoruz. Bunun için ortak bir dil olmasına bile gerek yok; bir yabacıyla bile dilini bilmeden iletişim kurabiliyoruz. Bunun yanında bizlerin sahip olduğu duygular var.-değişebilen duygular-Peki sanıyorsunuz ki çoğaltarak yalnızca insanlara değil tüm canlılara kondurduğumuz bu nitelikler yalnızca onlara mı mahsustur? Cansız varlıkların da bir dili, duygusu yok mudur? Ben inanıyorum ki doğalın(canlı) yapay(cansız) olanla etki-tepki üzerinden gelişen olumlu ya da olumsuz sürekli bir ilişkisi vardır. Hatta bu ilişki, çözebilene önemli hayat dersleri sunar. Bu yazımda mimarlığın cansız gibi görünen önemli aktörlerinin, bilinmeyen yeteneklerini ve vermek istedikleri mesajları belirli bir olay üzerinden aktaracağım



Yukarıdaki görseller benim tarafımdan İzmir Smyrna Agorası’ nda çekilmiş bir taş duvara aittir. Antik dönemlerden günümüze kadar varlığını korumuş bir duvar. İçeriğine bakıldığında farklı renklerde, farklı şekillerde, farklı büyüklüklerde taşlardan meydana gelmiştir. İçeriğindeki tüm bu çeşitlilik onları bunca yıl nasıl var etmiştir? Günümüzde bir toplumda bu kadar farklılıklar olsa türlü türlü kaoslar çıkardı. Bu kalıcılığın sırrını anlamaya çalışalım haydi. Sen gri, sen turuncu, sen yeşil diye birbirlerine karşı renk ayrımı gözetmiyorlar. Büyük olanın üste küçük olanın altta olduğu bir güçlü-güçsüz ayrımının da gözetilmediği iç içe geçtiklerinden belli. Boyutlarına bakıldığında sen irisin(kilolu),sen küçüksün(kısa) git uza ya da yontul(zayıfla) gel diye bir dışlama da söz konusu değil. Ya da şekillerinin farklılığını öne sürüp sen bizim gibi değilsin de demiyorlar.(Kromozom sayısı ne fark eder insan insandır, taşta taş)Aslında tüm mesele bu. Birbirlerini olduğu gibi kabul ediyorlar. Kimse kimsenin özelliğini eksik görmüyor ve kimse kimseye üstünlük taslamıyor. Birbirlerine karşı hoşgörülü, anlayış içeren duygular besliyorlar. Birbirlerinin eksiklerini kapatarak bir olmaya(bir duvar) çalışıyorlar. Birisine ya da kendisine değil birbirlerine dayanıyorlar. Çünkü biliyorlar ki ancak kuvvetli duygularla birbirlerine yaslanıp uzun yıllarca var olabilirler. Bu birlikteliğin altında zorla birbirine katlanmak yok, tüm içten duygularla severek üst üste katlanmak var. Hem “Taş olsa çatlardı.” diyoruz ya, zorla katlanıyor olsalardı öyle olmaz mıydı? Zamanla illaki aralarında kayanlar, düşenler olacak çünkü hayatın kuralı bu vadesi dolan gidiyor diyelim. Her biri, birbirine nasıl davranması gerektiğini iyi biliyor. Eğer onlar üstündeki nesle doğru örnek olamaz, çatlaklarla bir temel kurarlarsa bu döngü böyle devam eder ve nihayetinde yine kendilerinin yükselişine, varlığına mani olurlar. Mevcudiyetini korumak ve yükselerek ilerlemek için ilişkilerini olumlu ve kuvvetli bağlara dayandırıyorlar. Aralarındaki harç bu bağın kuvvetini gözler önüne seriyor sanki. Gördüğünüz gibi aslında toplumsal ve bireysel açıdan, onlardan öğrenecek çok şeyimiz var. Hepimiz birbirimizi olduğumuz gibi kabul edebilirsek(tabi ki temelimizi sarsan niteliklere müdahalelerde de bulunarak),birbirimizi bağlayan unsurları olumlu duygularla besleyip kuvvetlendirebilirsek hem yükselir hem mevcudiyetimizi korur hem de geleceğe bir rol model olabiliriz. Başka mimari unsurlarda, yeni yetenekler keşfedip yeni dersler çıkarmak üzere, diğer bir yazıma kadar hepimizin “taştan bir kalbe” sahip olmasını diliyorum…


#izmirsmyrna#taşvemimarlık#mimarlığındili#edebimimarlık#çeşitlilik#biraradalık#taşlar#mimarlığınruhu#malzemeninruhu#mimarimalzeme#malzemevenitelik


NOT:

İzmir Smyrna Agorası’na dair detaylı bilgi edinmek için bırakılan site üzerindeki tezlerden yararlanabilirsiniz: http://antiksmyrna.com/256-tezler

İzmir Smyrna Agorası mimarisini edebi açıdan ele alan başka kısa bir yazı için burayı inceleyebilirsiniz: https://www.instagram.com/p/B2C10DRjZMK/


BÜŞRA AYŞEGÜL TELEF




113 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page