top of page

SANATIN PENCERESİNDEN MİMARLIK^

Sanat, en bilinen kavramı ile yaratıcılığın ve hayal gücünün dışa vurumu dur. Şüphesiz ki ' sanat sanat içindir' i savunan Fecr-i Aticiler hangi yaraya parmak bastıklarından henüz habersizdirler. Peki ya mimarlık? Mimarlık bir sanat mıdır? Yoksa toplumun kentsel boşluklarının içerisinde her bir dönemde yeniden şekil bulmuş bir dışa vurum mudur?


Mimarlık, yaratıcı eylem ve estetik değer oluşturan ve biçim verilemeyen düşüncenin en reel halidir. Estetik bir ürün ortaya koyulmasıyla mimarlık, sanatsal bir eylem olarak nitelendirilir. Bunun en önemli sebebi, mimarlığın üretim sürecinin bir tasarım süreci olması ve tasarım ile sanat arasındaki farkların mimarlığı sanattan ayıran farklar olmasıdır.

Ancak mimarlığı sanattan ayıran en önemli özelliği 'sanat sanat içindir' düşüncesinin aksine mimarlığın toplum için olduğu düşüncesidir. Çünkü sanat hangi açıdan ele alırsanız alın yoruma kapalıdır ve bunun aksine mimarlık, eleştirel anlamda en çok yorum alan, yapısal sebeplerden özgün tasarım anlayışından uzak toplu tasarım anlayışıdır. Özellikle bu düşüncenin belleğe oturması, son yıllarda bunu göremediğimiz Le Corbusier' den Zaha Hadid ' e kadar olan tasarım sürecinin, sanat anlayışına tanıklık yaptığımız eserlerinin ve modern tasarım anlayışını en doğru biçimde süresiz kılan mevcut mimari planlarının, sonraki süreçte ve günümüzde duraksayan bir biçime bürünmüş olmasıdır.


Peki ya mimarlık için, tasarım yönü ile düşünüldüğünde topluma mal olmuş bir sanat anlayışıdır diyebilir miyiz? Belki de yeniden ele almalıyız bu konuyu, tabi farklı bir bakış açısı ile :) Yorumlarınızı bekliyorum...

53 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page