Mimar tasarlamaya başlarken önce yeri, mekanı, kurguyu kavramalıdır. Tasarım bir yere değil bir yerden yapılır. Tasarlarken içerisinde kendinizi hissetmeli orada o mekanda var olmalısınız. İnsan, hayvan, eşya hatta tüm malzemeler oraya ait olabilmelidir. Başka yerde eğreti durmalı ancak yapımlanacağı yere ise ait olmalıdır. Daha sonralarda tasarım yerine göre şekil almalıdır. Tasarım kullanıcısını mutlu etmeli kullanıcısına orada vakit geçirtebilmelidir.
Yapının kullanılacağı saatlerin belirsiz olması tasarımda sürekli bir hayat varolmasını sağlayacaktır. Örneğin okul sabah 8 akşam 5 bir yapı olmaktan çıkıp insanların daha fazla vakit geçirebileceği tasarımlarla hayat ile bağlantı kurmalıdır.
İnsanlar ile tasarladığınız yapı arasında öyle bir bağ oluşmalı ki tasarımınız gerçekten yaşasın.
Tasarımınız en başından son aşamasına kadar kullanıcısına bir şeyler sunmalı kullanıcısıyla buluştuktan sonra yapı adeta nefes almalıdır.