Harika mimari neden hikaye anlatmalı?
Mimarların yapılarının hikayelerini kurgularken yaptıkları yolculuğu Heidegger, kasabasındaki kara ormanda yaptığı yolculuğa benzetir. Halen daha devam eden bu süreç içinde bizlerde kendi kara ormanlarımız içinde yolculuklara devam etmekteyiz. Kara orman da bazen kaybolmak, bazen de yapı yapma sanatının süre gelen bir parçası olmak, Ormanda ki daha önceki geçtiğimiz yollardan geçmek, ya da yeni kestirme yollar bulmak. Herkes aynı kara ormanda yürümüş olsa da her zaman geçilen yollar , yollarda ki izlenimler aynı olmuyor. Mimaride ki bu sürecin farklılığı da yeni hikayeleri gün yüzüne çıkarıyor.
Tasarım anlamında yapılan her yapıtın günümüz de kendine has bir hikayesinin olmasını gerektiğini düşünmekteyim. Hikayesi olmayan bir yapının kalıcılığını nesiller boyu devam ettirmesi mantıksal olarak bile güç geliyor.
Ole Scheeren‘in “Harika Mimari Neden Hikaye Anlatmalı”1 adlı TED konuşmasında bahsettiği gibi Çin’deki CCTV yapısının, Çin de yayınlanan bir dergi kapağında bir çok ünlüyle birlikte “kültürel bir karakter” olarak sunulduğu kolaj, bu algı anlatısında gelinen noktayı gösteriyor: aşağıdaki görselde , yapının simgeselliğinin küresel ekonomi ile müthiş koalisyonu yer alıyor.
CCTV yapısının tasarım süreçlerini aşağıdaki linkten mimar Ole Scheeren tarafından kurgu hikayesini dinleyebilirsiniz.
Hikayenin mimaride ki etkisini anlatmak üzere bir seri halinde paylaşacağım yazılarımı buradan takip edebilirsiniz .
Yazının devamında hikayeleşmiş bir projeyi detaylarıyla ve tasarım süreci içinde beraber inceleme fırsatı bulabileceğiz.
1 Ole Scheeren, 2015, TEDGlobal https://www.ted.com/talks/ole_scheeren_why_great_architecture_should_tell_a_story?
Opmerkingen