top of page

MEKAN & RENK


Hayatımızda birebir etkileşimde bulunduğumuz mimari mekanın, toplum hayatımızdaki rolü, diğer etkenlere oranla oldukça fazladır. Mekan, insanın çeşitli ihtiyaçlarını karşıladığı gibi, aynı zamanda kurgusuyla da insanı etkileyerek, davranışlarının belirlenmesine sebep olmaktadır. Biz mimarlar için, bir mekan yaratmak, sadece boşluğu sınırlandırmaktan ibaret olmayıp, duygusal anlamda da insanı etkileyen, mutluluk, güven ya da korku, üzüntü gibi duyguları hissettirebilen parçalar bütününü kurgulamaktır.

Doğruluğu tartışılsada mekandaki renklerin insanlar üzerinde bıraktıkları bazı ortak etkiler vardır, o renkler şu şekilde örneklendirilebilir;

Kırmızı: sevgi, mücadele, kan, tehlike, sıcaklık, açlık, hareket, mutluluk Mavi: sakinlik, huzur, ferahlık Yeşil: Arzu, emniyet, memnuniyet, doğa Sarı: Hareket Turuncu: Samimiyet, neşe, verimlilik, güven Mor: Egemenlik,ciddiyet, asalet, lüks, üstünlük Beyaz: Saflık, temizlik, aydınlık Siyah: Korku,karanlık,ciddiyet Gri:Tarafsızlık

Farklı meslek gruplarındaki kişiler için renklerin dili ve tanımı farklılık gösterebilir. Fizik mühendisi için“kırmızı”nın tanımı 628-720 dalga boyu aralığında bir duyulanma, psikolog için matematiksel olmayan herkesin bellleğinde şekillenen, belirli imajları, kavramları sembolize eden bir imge, mimar/ iç mimar için çarpıcı, dinamik bir etki yaratan belirli odak noktalarını vurgulayan, dikkat çekici bir tasarım ögesidir .Benzer durum her renk türü için geçerlidir. Mimari tasarımda bir çok estetik amaca hizmet eden renk; bir binanın ya da mekanın karakterini vurgulamak, biçim ve malzemesine dikkat çekmek ve birtakım istenen bölümlerini daha da belirginleştirmek gibi işlevleri üstlenebilir.

Renk, malzemenin karakterini ifade eder. Kırmızı kiremit çatılı,

gri taş duvarlı ve kahverengi ahşap doğramalı bir binada her malzemenin kendine has karakteri açıkça belli olmaktadır. Eğer her malzeme aynı renkte olsaydı bina ancak bir maket görüntüsünde olurdu. Renk, formu tanımlar. Bir çizgi, iki boyutlu bir yüzey veya üç boyutlu bir hacim çevresine göre kontrast renklerin kullanımıyla tanımlanmaktadır. Renk, oranları etkiler. Yatay doğrultuda kontrast renklerin kullanımı genişlik duygusu, düşey doğrultuda kullanımı ise yükseklik duygusu oluşturmaktadır. İç mimari uygulamalarda, herhangi bir renk türü seçilirken, o renge ilişkin izlenimler (sıcak, soğuk, dingin, dinamik ve benzeri) dikkate alınarak, odak noktalarının hiyerarşisi düşünülerek renk türü (değer ve doymuşluk faktörleriyle birlikte) seçilmelidir. Işık renginin boya rengiyle olan etkileşimi düşünüldüğünde daha başarılı çözüm önerileri sunulacaktır (Fraser T, 1994) Kullanılan renk şemalarında, en etkin ögenin ‘değer’ olduğu (iç yüzeylerin yansıtma çarpanıyla ilgili olması ve yüzeyin açıklık-koyuluk tanımıyla ilgili olmasından dolayı), ikinci olarak ‘doymuşluk’ ve üçüncü sırada ‘tür’ ögesinin bulunduğu belirtilmiştir. Tasarlanan yapma çevrede renklerin birlikteliğinde mekan algılama gerçekleştiği için görsel algılamada etkili olan tüm bileşenlerin dikkate alınması gerekmektedir. Kullanılacak rengin tür-değer doymuşluk özelliklerinin bilinmesi, kurulması istenilen renk kompozisyonuna uygun (ferah mekan, kuşatılmışlık hissi ve benzeri) ışık kaynağı seçilmesi ve aydınlatma tasarımı yapılması önemlidir.



348 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page