Mimarlık yaşam alanı tasarlamakla meşgul olan bir meslek dalıdır. Bilinenin aksine aslında sadece duvarların yerini belirleyen bir meslek değildir. Mimarlar duvarları koymaya başladıkları andan itibaren yaşama dair de bir şeyler koymaya başlamaktadır. Peki yaşam mı mimarlığı yönlendiriyor, mimarlık mı yaşamı yönlendiriyor?Bence mimarlık yaşamı yönlendiriyor. Bizler aslında farkında olmadan daha önce koyulan duvarlara göre hayatımızı devam ettiriyoruz. Yani yaşamımız bir şekilde daha önceden planlanıyor. Tamam kabul duvarları farklı şekillerde yorumlayarak farklı yaşamlar ortaya çıkabilir ama bunun da sayısı sınırlı. Belki de farklı yaşamların ortaya çıkması tek türde yapılan mimarlığın sonuna yaklaşmamızı sağlıyordur ki bence bu olması gereken bir şey. Sonuçta herkes gün içinde aynı mekanları aynı oranda kullanmıyor. Bu tür farklılıkların ortaya çıkması mimarları yönlendirmeye başlayarak işin tam tersine dönmesine olanak sağlayabilir. Kim bilir belki mimarlar gündelik yaşamda ki farklılıkları ele alarak duvarları ona göre yerleştirir. Bu demek oluyor ki yaşam mimarlığı yönlendirmeye başlıyor.
Aslında duvarlar tek taraflı bir yaşamı belirlemiyor. Bu duvarların bir de öteki tarafı var yani iki farklı yaşamı tarif ediyor. Yani iş sadece evlerle sınırlı kalmayıp sokaklara dökülüyor. Belki de sokaklarda ki yaşantıları göze alarak ev seçimine gidiyoruz. Kendimize ev bakarken duvarların içeriye tanımladıkları alandan daha çok dışarıda oluşturdukları yaşama göre kararımızı veriyoruz. Bu da yaşantının mimarlığa etkisi mi olur? Sırf evin konumunu beğenmedik diye vazgeçtiğimiz evler olmadı mı? Orada ki evler bizim yaşantımıza daha uygun olsa bile. Böyle düşününce duvarların dış yaşantısı aslında mimarlığa yön veren etken olmuyor mu? Aslında mimarlık ve gündelik yaşam birbirinden kopamayan 2 farklı bağlam oluyor. Yani ikisi ayrı ayrı düşünülemez…
Comments