"Eskize yapmaya nereden başlamalıyım, nasıl ilerlemeliyim? " Bende yapmak istiyorum ama yeteneğim yok (en çokta size bu yazım) diyenler buyrun yeni yazıma..
Herkese tekrar merhaba, bugün bildiğiniz gibi benim bu yazıları yazmamı ve sizinle irtibat kurmama vesile olan eskiz hakkındaki fikir ve görüşlerimi paylaşacağım. Kendimce tavsiyelerimin sizlere faydalı olmasını umuyorum..
Öncelikle eskiz; Fransızca esquisse kelimesinden gelen mimari eserler ve resim için çizimlerle yapılan ön çalışma, taslak anlamına gelir. Burada ön çalışma ve taslak kelimelerinin altını çizmek istiyorum. Eskiz dendiğinde çoğunuzun gözünde canlanan çizimin eskizden çok farklı olduğunu görüyorum. Eskiz bir kaç çizgiden, tek renk bir kalemden, herhangi bir kağıt parçası ile pekala oluşturulabilir. / Belkide benim çizdiklerim bu konuda biraz yanıltıcı olabilir. Onların çoğunun eskiz değil çizim olduğunu tekrar söylemekte fayda olduğunu düşünüyorum/
Bu konuya açıklak getirmeye çalışarak başladığım yazıma, konunun daha net anlaşılması için dünyadan ve ülkemizden birer mimarın eskizlerini gösterek devam etmek istiyorum.


Özellikle seçtiğim Sedat Hakkı Eldem'in bu iki farklı projede yaptığı iki eskiz ile derdini çok iyi anlattığını düşünüyorum. Burada yine derdini anlatmak kelimesini çok önemsiyorum. Eskizin, bir yapıyı kusursuz ve harika çizimlerle resmetmek, renkli kalemlerle her detayını vurgulamak olmadığını, aksine en basit ve sade bir dille /veya mimarın kendi üslubuna uygun bir dille/ ileticiye aktarmak olduğunu söylemek istiyorum. Aslında özet olarak; hiç bir kaygı taşımadan mimarın kendi düşüncelerini kağıda aktarması diyebiliriz.
Bir diğer mimarın eskizleri ile devam edelim.

Baktığınızda eminim ne kadar /çocukça/ diye içinizden geçirdiniz. Ama eskizde bunun bir öneminin olmadığını bu iki ünlü mimarın eskizleri ile hissedebiliyoruz. Le Corbusier'in de yine kendisi için yaptığı bu eskizlerde amacının sadece derdini anlatmak ve kendi üslubu ile /toprak için gösterdiği tarama gibi/ kafasında geçenleri kağıda aktarmak olduğunu görmek gerekiyor. /Ben kendimce bunu bir müzisyenin o an yaptığı bestelerini unutmamak için hızlıca kağıda yazmasına benzetiyorum. Önemli olan o müzisyenin o an ki el yazısının güzelliği değil sözlerindeki anlamın ve müzik ile olan uyumunun güzelliği elbette.
Sedat Hakkı Eldem ve Le Corbusier... Seçtiğim iki mimarında gerçek mimarlar olduğuna hepimiz hemfikiriz. Tasarımlarını gerçekleştirdikleri dönemde günümüzde olduğu gibi bilgisayar ve teknolojik gelişmelerin olmadığınıda biliyoruz. Yani demek istediğim dertlerini, fikirlerini sadece elleri ile /maket,çizim/ anlatan bu iki insan harika eskizler yapmadan da çok başarılı mimarlar olabildiler. Buna dayanarak sizlerinde hocalarınıza projelerinizi anlatırken veya bir işveren karşısında tasarımınızı eskizle anlatmak istediğinizde kendinize güvenmenizi ve karşınızdakilerin sizden inanılmaz şeyler beklemediğini farketmenizi istiyorum. Tabiki kimileri gerçekten sahip olduğu yetenek ile düşündüğü şeyi kağıda çok daha hızlı ve anlaşılır bir dille kağıda dökebiliyorken, kimileri bu anlamda zorlanabiliyor. Burada bu yeteneği kazanmanın tek yolu bol bol pratik yapmak. Beyninizin elinizle uyumlu olmasına izin vermelisiniz.
Peki ama bunu nasıl yaparız ?
İlk olarak söyleyeceğim tavsiyeyi birçoğunuz ile mesaj yoluyla bolca konuştuk. Tabikide eskiz kağıdı kullanmak. Başlangıç için önerim; hepinizin mutlaka beğendiği mimarlar var ve onların Archdaily gibi sitelerde neredeyse tüm projelerinin kesit görünüş plan düzleminde tüm çizimleri bulunmakta, hatta kimilerinin eskizleride; işte bu çizimlerin birer çıktılarını alarak üzerine eskiz kağıdı ile tekrar çizmeniz. Çok hızlı sürede elinizin kalem tutuşundan, zihninizde canlandırdığınız perspektife kadar bir çok yönünüzün geliştiğini göreceksiniz.
/Bunun için eskiz rulosu kullanmak motivasyon olarakta size yardım edecektir. Kullanım kolaylığının yanı sıra rulonuz doldukça ve siz sayfaları çevirdikçe kendinizdeki gelişimi göreceksiniz aynı zamanda elinizde çok güzel verileri bir arada toplamış olacaksınız/
/Ayrıca bu çizimleri yaparken, özellikle yapıların kesitlerini çizdiğinizde mimari olarakta kafanızda bir çok şey oturacak. Emin olun bir yapıyı okumakla (kesit ve planlarına bakmak), onu yeniden çizmek arasında inanılmaz farklar var. Sizde plan ve kesitleri tekrar çizdikçe mimarın bazı çözümleri nasıl yaptığını göreceksiniz ve bu sizin zihninizde bir yerde kendi projelerinizi çözerken her zaman yer alacak ve tabiki çözümlerinizde kolaylık sağlayacak /
/Bu kısımda renk kullanmak için acele etmemenizi önermekte fayda var, siyah beyaz çizimler başlangıç için çok daha kolay ve iyi bir yöntem olacaktır./
İkinci önerim, odanızda, evinizin bir köşesinde basit olan alanları çizmeyi denemek. Bu yatağınızda uzanırken gördüğünüz masanızın altında kalan çöp kutusu, veya salondaki koltuk takımının yanındaki sehpa olabileceği gibi her gün gördüğünüz köşelerden herhangi biri olabilir. Aynı bölgeyi belirli aralıklar çizmeyi deneyin, bir süre sonra farketmediğiniz noktaları görmeye başladığınızı anlayacaksınız. Zamanla ışığın nereden geldiğini, nerede gölge yaptığını farkedecek ve bunları çizimlerinize yansıttığınızı göreceksiniz.
Bir rulo eskizi bitirdikten ve bu minik alıştırmaları yaptıktan sonra eliniz iyi derecede gelişecektir. Buradan sonra artık eskiz kağıdı yönteminden ayrılıp, opak bir kağıtla çizimlerinize devam etmenizi öneririm. Perspektif bakış açınızıın gelişmesi ile artık çizimlerin üstünden geçmenize gerek kalmadan, sadece bakarak çizimlerinizi ilerletmelisiniz.
/Burada minik bir tavsiye daha; bu pratik yapma sürecinde çizim videoları izlemekte size çok faydalı olacaktır. Başka birinin anlayışını görmek, çizerken dikkat ettiği şeyleri anlamaya çalışmak, çizime nereden başladığına ve nasıl ilerlettiğine bakmak önemlidir. Bunun için youtube da yabancı kaynaklar çok fazla var. Ayrıca perspektif çizmenizde yardımcı olacak "iğne ve ip" yöntemide işinizi inanılmaz kolaylaştırabilir. Bu videolara bi bakın derim /
Bir diğer yöntem ise projelerinizi bilgisayar ortamına taşımadan önce mutlaka eskiz kağıdı aşamasından geçirmeniz. Çoğunuz bilgisayarda çizdiğiniz şeylerin çıktısını aldığınızda " aa burası niye böyle olmuş ya?" demişsinizdir. Çünkü bilgisayar ortamında elinizde bir aracı olan mouse ile yaptığınız çizimlerle, direk temasla herhangi bir aracı olmadan kaleme ve kağıda dokunmak arasında ciddi farklar vardır. Aldığınız bu çıktıların, üzerinden geçtiğinizde (öğrenci iseniz hocanızla, çalışıyor iseniz kendiniz veya müşterinizle vs.), değişilmesi gereken noktaları belirlediğinizde direk olarak bilgisayara başvurmayın. Önce elinizle o "burası böyle olacak, şurası şöyle olacak, burayada bunu koyarım" dediğiniz yerleri kağıt kalemle çizin, karalayın bakalım öyle olacaklar mı? Son kararı verdiğinizde bunu artık bilgisayara aktarma kısmına geçin. Emin olun zahmetli gibi görünsede bilgisayarda yapacağınız defalarca değişimden ve denemedense elinizde yapacağınız hızlıca eskizleriniz işinizi çok daha kolaylaştırıcaktır. En önemlisi ise ölçek anlayışınızı çok çok geliştirecektir. /Bir planı elinizle 1/50 ölçeğinde veya yakın ve tefrişlerle çizebiliyorsanız bu gerçekten tüm projelerde sizi zaman olarak günlerce ileri atabilir./
Bu aşamaları yapıp yeterince pratik edindikten sonra aslında söyleyecek fazla şey kalmıyor. Tabiki bu süreç herkeste farklı ilerleyecektir. Kiminiz çok daha hızlı yol alırken kiminiz tökezleyecektir. Ama lütfen benim yeteneğim yok cümlesine asla sığınmayın.
Yetenek = Bol Pratik lütfen bunuda unutmayın..
Hepinize eğitim ve iş hayatınızda başarılar diliyorum. Kendinizi geliştirmekten asla vazgeçmeyin. Ve en önemlisi hiç birşeyi gözünüzde büyütmeyin.
Beni okuduğunuz için teşekkürler, bir sonraki yazıda görüşmek üzere..
Gerçekten çok değerli ve akıcı bir yazı olmuş, devamını bekliyoruz 👍🏻